HADÎKATÜ’S-SÜ’EDÂ (ERENLER BAHÇESİ)- FUZÛLÎ

kelebek

Ne hoşdur ol ki mahbûb ola pür-fenn
Gönülde dost ola ve dilde düşmen
Cefasında vefâlar ola mazmûn
Olub ayn-ı taleb men’ine makrûn
Firâka ola zâhirde taleb-kâr
Visâle ola bâtında harîdâr

Çeviri: Ne güzeldir cânân bilgili olunca; içten dost olup, sözde düşman olunca… Sevgilinin cefasında vefalar saklı olsa; koyduğu yasağa istek duyup yakınlaşsa; görünüşte ayrılığı istese, içindense kavuşmayı dilese…

İlahi Aşk bir nokta idi… / Aşk her yerde

çiçek

Şair der ki:
“Dünyayı iki şeyden ibaret bilirim ben:

Biri, her şey olan: Sen
Diğeri, Sen olmayanlar!”

Her şeyde Onu aramaya koyulmak

Aramalar, bulmaların başlangıcıdır ya hakikatte…

Onu bulmak

Yana yana Onu aramak aşkından

Onun için sevmek Onu gösterdiği için sevmek O yarattığı için sevmek

Yunus gibi, “Yaradandan ötürü” diye diye, her şeyi sevmek

İlahi Aşk bir nokta idi… / Aşk her yerde

kuş

Aşk, bir ma’nâ-yı lâyu’raf ki, cümle âlemi,
Zevki miktarınca sekrân û huruşân eğliyor.

Kanaryaların ötüşü, şafakların söküşü aşk iledir. Tomurcuklu sümbüller, nevbahârda açan güller, hüzün dolu gönüller aşka müpteladır. Suları çağlatan, bulutları ağlatan aşkın sesidir.

gül

Bülbül’ün gam dolu feryadı, gülün gülümseyen yanı aşkın nefesidir. Aşk bir deryadır. Semavat ise onun üzerinde bir köprü…Aşk yerin göğün direğidir. Ondan daha değerli bir şey yoktur. Her varlık aşk denizindedir.